Google
 

BURSA ULUCAMİİ
TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ


Evet başlıkta doğru yazıyor. Ulucami kapalı namaz kılma alanı bakımından Türk Tarihinde yapılan en büyük camidir. Hemen aklınıza Süleymaniye, Sultan Ahmet gelebilir. Fakat o camilerin büyüklüğü duvarlarla çevrili avlu alanlarıyla birliktedir. Ayrıca o camiler tek ve çok yüksek bir kubbe ile örtülü olduğundan çok geniş bir bir alanı varmış izlenimi verir. Bursa Ulucami ise çok kubbeli ve alçak tavanlıdır. İçinde bulunan çok sayıdaki sütun yüzünden de daha ufakmış gibi hissetmemize neden olabilse de TÜRK TARİHİNİN EN BÜYÜK CAMİSİ halen Bursa Ulucami'dir.


TARİHİ MİNBERİN ÖZELLİKLERİ

Minber bütünüyle kainatı sembolize ediyor. Minberin giriş kapısının üzerindeki kitabede altın yaldızla Osmanlıca olarak, 'Yıldırım Beyazıt Han tarafından hicri 804 (miladı 1402) yılında yaptırılmıştır' ibaresi yer alıyor. Sarmaşık motifleriyle süslü olan tırabzanların sağ çıkış ikinci kolonu üzerinde süsleme motifine uygun sülüs tarzda yazılmış, Devaklı Abdülaziz oğlu Mehmet işi ibaresi dikkat çekiyor. Sanatkarın bu imzası son yıllarda fark edildi.

Minberin doğu cephesinde, biri dar dikdörtgen, diğeri alanı daha geniş üçgen biçiminde, bir diğeri en altta şerit halinde uzanan taşıyıcı dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitişik üç kompozisyon alanı bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüze ikisi birlikte Güneş Sistemi'nin kabartma formlarla işlendiği bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte küresel kabartma motifler halinde Güneş'e olan uzaklık ve aralarındaki büyüklük karşılaştırmaları da verilerek olması gereken yerlerde.

Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Pluto şeklinde olan Güneş'e uzaklık sıralaması da doğru. Büyüklük mukayesesi de baz alındığında Dünya'dan elli bin defa daha büyük olan Güneş, büyük bir ustalıkla mükemmel şekilde işlenmiş durumda.

Anlaşılacağı üzere dünyanın yuvarlak olup olmadığının bile tartışıldığı bir devirde bir ahşap işçisi bile o dönemde bilinen tüm gezegenleri rasgele bir yıldız olarak değil, güneş sistemimizdeki birer gezegen olarak işlemiş.

Peki o çağda bu bilginin sırrı nedir?

 

 ULUCAMİ'DEKİ HAÇ ve YAHUDİ YILDIZI SÜSLEMELERİ

Ulucami'nin henüz nedeni tam olarak bilinmeyen bir başka özelliği de Kuzeye bakan kapısının sol üstündeki pencerenin üst kemerinde bulunan süslemeleridir.

Bu pencereye baktığınızda muntazam kesilmiş 3 tane şekil var. Bildiğimiz HAÇ, Yahudi Yıldızı ve henüz neyi sembolize ettiği bilinmeyen bir şekil. Aynı şekilde Kuzey Kapısının solundaki minarenin yanında bulunan pencerenin parmaklıkları diğerlerinden farklı olarak HAÇ şeklindedir. Etrafı da kilise mihrabı tarzında ve beyaz mermerdendir. Bunlarla ilgili çok söylenti var ama bulunan tek tarihi bilgiye göre 1860lardaki büyük depremde hasar gören caminin yapımı için dönemin Yahudi ve Hıristiyan bankalarından borç istenmiş.
Onlar da borç yerine hibe vereceklerini ama pencerelerde böyle süslemeler yapılmasını istemişler. Mecburen kabul edilmiş fakat sonradan oyuna geldiklerini anlayan devlet yöneticiler bir tanesindekini bilerek bırakmak şartıyla diğer süslemeleri sildirmişler. Kalanı da "en kötü günümüzde bile çıkarcılık yapmaktan çekinmeyenlerin olduğunun ibreti olsun" diyeymiş. Diğer Haç şeklindeki parmaklıkların durumu bilinmiyor

 

 KABE'NİN KAPISININ ÖRTÜSÜ

Bugünkü bulunduğu yer: Hutbe'nin sağ tarafında büyükçe biraz yüksekçe bir yere asılmıştır. Sadece Siyah bir örtü görünümündedir. Çoğu kişi ne olduğunu bilmez.

Yavuz Sultan Selim, Mısır seferini kazanıp hilafeti ve kutsal emanetleri aldığında aynı zamanda Mekke'nin onarımını da yaptırmaya koyulmuştu. Bugünkü Orta ve Doğu Anadolu'yu kapsayan DERSİM adlı eyaletin tüm vergi gelirlerini de MEKKE'ye vakfetmiş, bu eyaleti diğer her türlü vergilerden muaf tutmuştu. Taki devlet yıkılana kadar.

İşte bu gelirler ile yeniden imar edilen KABE'nin örtülerinin değiştirilmesi
istenmişti. Bu sırada eski örtü İstanbul'a yollanırken Kabe'nin kapısının örtüsü ise BURSA Ulucami'ye hediye edilmişti. Bizzat Sultan Selim kendi elleriyle taşıyıp Camiye asmıştı.

Aslında Bursa'ya geldiğinde üzerinde saf altını iplik haline getirerek dokunmuş çeşitli ayetler çok rahat bir şekilde görünüyordu. Yunan işgali yıllarında dahi altın maddesinin kararmama özelliği yüzünden parlak şekilde duruyor olmasına rağmen sonraki yıllarda UluCami'de yapılan hatalı ıÜürestorasyonlar sonucu cami rutubet almış ve yüzlerce yıl boyunca sapasağlam duran bu altın işlemeler dökülmüşlerdir. Bugün üzerindeki işlemeleri ancak parlak ışık altında seçebilmek mümkündür.

 

 

İSLAM'DA MAKAM BAKIMINDAN 5. MERTEBEDE

 Ulucami'nin bir diğer büyük özelliği ise yine en çok BURSA halkının bilmediği 5. mertebede olmasıdır.

İslam'da en yüksek mertebeli ibadethane Mekke'deki Mescid-i Haram'dır. Diğer Sıralama ise şöyle..

1. Mescid-i Haram (Mekke)
2. Mescid-i Nebevi (Medine)
3. Mescid-i Aksa (Kudüs)
4. Emeviye Camii (Şam)
5. Bursa Ulucami / Diyarbakır Ulucami

Bu arada özellikle belirtmeliyim ki 5. lik konusundan Diyarbakır Ulucami
için de aynı durumdan bahsedenler var. Diyarbakır Ulucami ise Anadolu'da yapılan ilk cami özelliğindedir ve Şam'daki Emeviye Caminin benzer planlısıdır

Fakat Bursa Ulucami'nin en yüksek 5. Mertebeli cami olduğuna dair pek çok din aliminin ve evliyanın sözleri ve yazdığı eselerde açıkça görünmektedir.

En bilinenleri;
İsmail Hakkı Bursevi, Molla Gürani, AKŞEMSETTİN, Molla Fenari, Emir Buhari (Emir Sultan), Somuncu Baba, Mehmet Emin Tokadi, Aziz Mahmut Hüdayi... Bu kişilerin eserlerinde ve çeşitli konuşmalarına ait kayıtlarda bu konuda İTTİFAK içinde (hemfikir) olduklarına dair açık kayıtlara rastlanmıştır.

Aslında içindeki hat örneklerinin anlamları, bugün artık bulunmayan Hünkar Mahfili ve kapısı, Duvarlarındaki halkaların ne olduğu? neden ahır ve depo olarak kullanıldığı? Ulucami'nin bahçe kısmı artık neden yok? medreselerine ne oldu? gibi konuları da var ancak yazı çok uzadı. O yüzden onlara değinmiyorum.

Emin olun ki Bursa Ulucami belki Sinan'ın Selimiye'si kadar ihtişamlı değil ancak onunla yarışır ölçüde büyük bir mabeddir.

 

Kaynak: www.bursaulucamii.com

 

 

 

Ulu Cami

 

ursa'nın en heybetli ve en çok cemaat alan camiidir. Sultan Yıldırım Bayezıd Niğbolu savaşını kazandıktan sonra 1398-1400 yıllarında inşa ettirmiştir. Cami kalın duvarlara ve 12 büyük yığma ayaklara bağlanan kemerlere ve pandantiflere oturan 20 kubbe ile örtülüdür. Orta kısmındaki kubbenin üstü camlıdır. Altında 16 köşeli mermer şadırvan vardır. Caminin inşa edileceği yerdeki yapıların istimlakı sırasında bir kadın evini satmak istemeyince zorla alınır. Gönül rızası olmadan alınan yerde namaz kılınmaz gerekçesiyle evin yerine gelen kısımda şadırvan yaptırıldığı rivayet edilmektedir.

Minberi ağaç işçiliğinin bir şaheseridir. Oyma kabartma, geometrik, yıldız, çivi başları ve gülçelerle süslüdür.

Taç kapısı başlı başına sanat abidesidir. 1399-1400 yıllarında tamamlanmıştır. Sanatkarı Mehmed bin Abdülaziz Dakıva'dır.

Zarif sekiz ceviz sütun üzerine oturan müezzin mahfili 1549 yılında yapılmıştır. Mihrabı sekiz sıra stalaktitlidir. Kum saatinin etrafındaki Ayet'el-kürsi sülüsle yazılmıştır. Ayrıca küfi ihlas suresi yazılıdır. Mihrap 1571 yılında tamamlanmıştır. Camideki diğer yazılar ve yaldız boyalar 1904 yılında Mehmed Usta tarafından yapılmıştır.

Caminin ilk yapıldığı zaman üç tane olan kapısına 1740 yılında Hünkâr Mahfili kapısı eklenmiştir. Kapıların ikisi yenidir. Altıngenlerin oluşturduğu, yıldızların dekore ettiği tablalardan meydana gelen doğudaki ceviz kapı, cami ile aynı yaştadır.

Tek sütun üzerine oturan yuvarlak mermerden kürsü 1815 yılında yapılmıştır. Cepheler sağır kemerler içinde, altta ve üstte ikişer pencereden oluşmaktadır. Cephelerin tümü kesme taştan yapılmıştır.

Caminin kuzey cephesinin köşelerinde, kaidesi mermerden gövdeleri tuğladan örülmüş birer minaresi vardır. Batıdaki minarelerin içinde çift merdiven mevcuttur. Bunun yardımı ile çatıya çıkılmaktadır.

Cami, Moğol Şeyhi Emir Bedrüddin tarafından 1403 yılında ve Karamanoğlu Mehmed Bey'in 1413 yılındaki Bursa muharasası sırasında yaktırılmıştır. 1 Mart 1855 tarihlerindeki büyük depremde ve 1889 yangınında hasar görmüştür.

 

 kaynak: www.bursa.gov.tr

 

 

ONLİNE

 
Şimdiye kadar siteye 81206 ziyaretçi (160515 klik) geldi!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol